Karamanoğulları ve Karaman

Karamanoğulları ve Karaman Tarihi

Karamanoğulları ve Karaman

Karaman’ın 13 km. kuzeydoğusundaki höyüklerde ve Canhasan höyüğü’nde yapılan arkeolojik araştırmalara göre Karaman ovasında uygarlık 8000 yıl öncelerine kadar gitmektedir. Karadağ ve Kızıldağ'da bulunan Hititler’den kalan kitabelere göre, yarı bağımsız Arzava Devleti sınırları içinde olan Karaman, M.Ö. VII. y.y.'da Frikyalıların, Vl.y.y.'da Lidyalıların, daha sonra da Persler’in egemenliğine girdi. M.Ö.322’lerde Büyük İskender'in generallerinden Perdikkas ve Flippos tarafından yağmalandıktan sonra Antigon'un ve Selevkos'un eline geçti. M.Ö. I.y.y'a kadar da bazı Anadolu krallıklarının oldu. Romalılar döneminde Derbe Hükümdarı Anlipütros'un yönetimindeyken, onun Galatia kralı tarafından öldürülmesinden sonra Galatlara geçerek Lykaonia Birliği'ne bağlı önemli bir ticaret merkezi oldu. M.S, Vll.ve IX, y.y.'larda Arapların, daha sonra Bizanslıların ve 1165-1256 döneminde Anadolu Selçukluların egemenliğine giren Karaman, Anadolu Selçuklu Devleti döneminde sınırlarda oluşturulan uç-beyliklerinden biriydi. Selçukluların yıkılmasından sonra bağımsız Karamanoğlu Devleti kuruldu. Kramanoğulları beyliği 24 Oğuz boyundan ( Kayı, Bayat, Alkaevli, Karaevli, Yazır, Döğer, Dondurga, Yaparlı, Avşar, Kızık, Beğdili, Karkın, Bayındır, Biçene, Çavuldur, Çepni, Salur, Eymür, Alayuntlu, Üreğir, Iğdiz, Büğdüz, Yuva, Kınık) boyundan “Salur Boyu” tarafından kuruldu. 24 Oğuz boyunun atalarının Günhan, Ayhan, Yıldızhan, Gökhan, Dağhan ve Denizhan oldukları kabul edilir. Karamanoğulları Beyliği, Kerümiddin Karaman Bey tarafından kuruldu. Yılmaz Öztuna'ya göre, “Karamanoğulları, Anadolu Türkmen Beyliklerinin en önemlisi, en büyüğü, en kuvvetlisi ve 1250-1487 arasındaki 237 yıl olarak en uzun sürenidir. Oğuzların Kaçar Boyu Beylerinden Ahmet Sadettin Bey'in oğlu Nure Sofi Bey’den inmişlerdir”. Karaman’ın eski adı Larende’dir. Larende, 1256'da Karamanoğulları Devletinin başkenti olmuştur. Karamanoğlu Mehmet Bey, Konya civarında Moğolları yenerek Konya’yı ele geçirmiş ve başkent yapmıştır. Anadolu Selçukluları, halkın çoğunluğu Türkçe konuştuğu halde, Arapça’yı resmi dil ve Farsça’yı da edebiyat dili olarak kullanmışlardı. Oysa Hacı Bektaş Veli, Tapduk Emre, Yunus Emre, Aşık Paşa, Sarı Saltuk, Karamanoğlu Mehmet Bey gibi Türk uluları bunun Türk kültür ve uygarlığına zarar verdiğini görerek Türklerin Türkçe kullanmaları gerektiğini savunmuşlardır. Karamanoğlu Mehmet Bey, kardeşleri Zekeriya Bey ve …Bey’le birlikte Konya’yı Moğollardan aldıktan sonra, 13 Mayıs 1277’de yayınladıkları "Bu günden sonra hiç kimse sarayda, divanda, meclislerde ve seyranda Türk dilinden başka dil kullanmaya" fermanıyla Türkçe dışındaki dillerin kullanılmasını yasakladılar. Karamanoğulları Devleti, en güçlü olduğu dönemde, Karaman, Konya, Sivas, Kayseri, Niğde, Adana, Antakya, Silifke, Anamur, Mut, Gülnar, Alanya, Gazipaşa, Antalya, Isparta, Beyşehir'e egemen olmuştur. Etraflarındaki ticaret yollarını kontrolleri altında tutan Karamanlılar, Ceneviz, Kıbrıs, Malta vs’den gelen tüccarlardan vergi alırlardı; kendi egemenliklerinde bulunan Lamos, Silifke, Anamur, Manavgat gibi limanlardan da önemli gelir elde etmişlerdir. Hristiyanlar, kendi din uluları olan Michael’in mezarının Karaman yakınlarındaki Derbe antik kentinde olduğuna inanırlar ve burayı ziyaret ederler. Karaman 15 Haziran 1989’da Türkiye'nin 70. ili oldu. Evliya Çelebi’nin yazdığına göre Karaman’da Yunus Emre’nin mezarı, Karaman Kalesi, Mevlana'nın Annesinin mezarının bulunduğu Aktekke camii, Nuh Paşa camii, Dikbasan camii, Karabaş Veli Camii, Kirişçi Baba camii gibi bir çok cami ve birçok medrese, çeşme, han, hamam, imaretler ve yüzlerce dükkan bulunmaktaydı. Katip Çelebi’nin "Cihannüma"sında yazdığına göre, önceleri denize kadar uzanmakta olan “Der beyan-ı Eyalat-ı Karaman” yöresi, akarsuyu olan bağ-bahçelik bir yerdi, birçok camiler ve çeşitli yapılar bulunmaktaydı. 1872, 1874 Konya Salnamelerinde,”Kibar'ı Evliyaullah”tan Tabduk Emre, Yunus Emre, Mader-i ve Birader-i Hz. Mevlana, Kettaue Baba ve Canbaz Kadı’nın Karaman’da olduğu yazılmıştır. 1877 Salnamesine göre, “Karamanda büyük küçük 41 camii, 82 mescit, 17 medrese, l kütüphane, 5 tekke, 12 zaviye, l rüştiye mektebi ve biri Ermeni, diğeri Rum 2 adet kilise ve 51'i İslam ve 2'si Rum olan 53 mektep, ikisi çift ve yedisi tek olmak üzere 9 hamam 115 çeşme ve şadırvan, 422 dükkan, 7 han, 5 adet bezirhane, 11 yağhane, 33 değirmen, l imaret, 11 sebil, 12 sarnıç, l buzhane, 4 karlık, l adet Kala-i atik mevcuttur." Karamanoğlu Beyliğinin yıkılmasından sonra, Osmanlılar Karamanlıları imparatorluğun çeşitli yörelerine zorunlu göç ettirdiler. Çoğunlukla Rumeli’ye geçirilen Karamanlıların bir kısmı da daha sonra Kıbrıs’a yerleşmiştir. Kıbrıs eski Cumhurbaşkanı ve kahraman mücahidi Rauf Denktaş da aslen Karamanlıdır. Burhan Göksel tarafından yazılan "Atatürk'ün Soykütüğü Üzerine Bir Çalışma" adlı eserde Atatürk’ün anne tarafının Karaman’dan Rumeli’ye göç ettikleri belirtilmiştir. Osmanlı zamanında “Karaman Eyaleti” bir beylerbeyi tarafından yönetilmiştir. 1466’da Fatih’in Konya ve Karaman’ı Osmanlı Devleti’ne bağlamasından sonra, karamanlıların bir kısmı Niğde tarafına çekildiler. Karaman, 1522’de Kanuni Sultan Süleyman zamanında, Konya merkez sancağına bağlanmıştır. 1582’de III. Murad zamanında hazırlanan "Kanunname-i Karaman" defterinde yazdığına göre, Karaman’ın mahallelerinden birinde Arslan, Şehriban, Murad, Bayram vs gibi Türk isimleri olan “gayr-ı müslim” halk yaşıyordu. Bunların Hristiyan Türkler olduğu sanılmaktadır ve Türkçenin 12 ağzından biri olan “Karamanlıca ağzı”nı konuşmuşlardır. Bunların bir kısmı Karaman’dan İstanbul’a göçmüşler, İstiklal Savaşı sırasında Milli hükümeti desteklemişler ve İstanbul Rum Patrikhanesi'nden ayrılarak kendi patrikliklerini kurmuşlardır. Ana Britannica ansiklopedisinde yazdığına göre, “Karamanlıca” konuşanların bazıları Selçuklular döneminde Bizanslılarla etkileşimler sonucunda hristiyanlaşmış Türkler olabilirler. “Zımmiyan-ı Karaman” denilen bu kimseler Yunan alfabesine benzer bir alfabe de kullanmışlar. Karamanlıca’ya karşılaştırmalı bazı örnekler: Secde/secide; sıcak/ısıcak; uğramak/oğramak; ihtiyar/ehtiyar; gümüş/gömüş, değil/deil; niyaz/niaz; kulübe/gulübe; vücut/ücut; cevap/coğap, Onlar/anler, ayaklar/ayekler... ( Bu yazının hazırlanmasında büyük ölçüde Karaman Belediyesinin internette çıkan tanıtımından yararlanılmıştır)